bugün
- icardi190526
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü16
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- artificialintelligence12
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım16
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
entry'ler (1835)
Hayat...
50 yaşındaki karının meme uçlarına utanmadan bakan, üstüne utanmadan düşünen, hatta üstüne hiç sıkılmadan yorum yazan kişiden çok daha doğaldır.
(bkz: edep yahu)
(bkz: edep yahu)
Baba oluyorum lan sözlük...
Babamdan bi haber...
Evlat sahibi oluyorum be sözlük...
Evlatlıktan bi haber...
Bir yanım buruk...
Babamdan bi haber...
Evlat sahibi oluyorum be sözlük...
Evlatlıktan bi haber...
Bir yanım buruk...
Sessiz kalma ne olur bu kadar...
Sessizliğinin içi nasıl karanlık!
Sabah olunca sen de gideceksin...
Gündüzler de karanlık sensizlik kadar...
Sessizliğinin içi nasıl karanlık!
Sabah olunca sen de gideceksin...
Gündüzler de karanlık sensizlik kadar...
insanın içinde patlar o balon....
Adam olamamış çocuk beyanıdır...
Yaw hele bi *iktir gittir.
Adam olamamış çocuk beyanıdır...
Yaw hele bi *iktir gittir.
Bugün benim doğum günüm sözlük...
Cenabet yaşımdan kurtulduğum gün bugün...
Öyle zor öyle yorucu bir yaş ve seneydi ki anlatamam...
Tüm kötü yaşanmışlıklatın üstüne, çok çok güzel şekilde girdim yeni yaşıma, her sene onlarca hediye alan ben bu sene sadece 1 hediye aldım... Hayatımın en güzel hediyesini aldım... 1 ay sonra eşim olacak 'yarim' biblomu yaptırmış. Şok oldum... Benden bir tane daha var...
Bir milyoncularda satılan çin işi küçük biblolardan, ama ben... Valla ben...
Beni olduğum gibi kabul etmiş... Şanslıyım...
6 sene önce doğumunda ağladığım yeğenim bana bügün 'iyiki doğdun' dedi... Sen ne ara büyüdün de beni mutlu edebilecek kadar birey oldun... Sukur seni bize verene....
Sanırım kendi cocugumdan bunu duyana kadar en güzel doğum günündü....
Pasta bile kesmedim ama walla çok mutluyum sözlük...
Cenabet yaşımdan kurtulduğum gün bugün...
Öyle zor öyle yorucu bir yaş ve seneydi ki anlatamam...
Tüm kötü yaşanmışlıklatın üstüne, çok çok güzel şekilde girdim yeni yaşıma, her sene onlarca hediye alan ben bu sene sadece 1 hediye aldım... Hayatımın en güzel hediyesini aldım... 1 ay sonra eşim olacak 'yarim' biblomu yaptırmış. Şok oldum... Benden bir tane daha var...
Bir milyoncularda satılan çin işi küçük biblolardan, ama ben... Valla ben...
Beni olduğum gibi kabul etmiş... Şanslıyım...
6 sene önce doğumunda ağladığım yeğenim bana bügün 'iyiki doğdun' dedi... Sen ne ara büyüdün de beni mutlu edebilecek kadar birey oldun... Sukur seni bize verene....
Sanırım kendi cocugumdan bunu duyana kadar en güzel doğum günündü....
Pasta bile kesmedim ama walla çok mutluyum sözlük...
Masif panel aynı ağaç türünden küçük kesitli masif odun parçalarının yani lamellerin tek parça ya da uç uca ekli parça halindeyken özellikle lifleri paralel olacak şekilde birbirine kenarlarından boyuna ve enine yönde tek tabaka halinde yapıştırılmasıyla elde edilen levhalar olarak tanımlanmaktadır. Hem masif olması nedeniyle hem de fire malzemelerden üretilmesiyle tercih sebebidir.
kullanın şiddetle tavsiye edilir.
Piyasada masifpan olarak da adlandırılır. Ceviz, meşe, kayın, çam sıklıkla bulundurulan türleridir. iroko ya kadar üretilmektedir.
kullanın şiddetle tavsiye edilir.
Piyasada masifpan olarak da adlandırılır. Ceviz, meşe, kayın, çam sıklıkla bulundurulan türleridir. iroko ya kadar üretilmektedir.
yöneticilerine; 'neredesiniz aq..?' diye sormak istediğim düşünce yazma hedesi.
(bu arada sormuş da bulundum, cevap verecekseniz özelden verin, bir de yalnız gelin yiyosa...)
Sözlük aleminde sıçmak isteyen buraya toplanmış sanki aq. lan oğlum az sahip çıkın lan şu boka.. sol frame mi falan bi silkeleyin böyle olmaz..
gerçi kime anlatıyorum, ne para kazandınız ki say say bitmiyor...
siz bu entry e bir sebep bulup 'silik' edersiniz...
tüyü de üstüne dikersiniz.
(bu arada sormuş da bulundum, cevap verecekseniz özelden verin, bir de yalnız gelin yiyosa...)
Sözlük aleminde sıçmak isteyen buraya toplanmış sanki aq. lan oğlum az sahip çıkın lan şu boka.. sol frame mi falan bi silkeleyin böyle olmaz..
gerçi kime anlatıyorum, ne para kazandınız ki say say bitmiyor...
siz bu entry e bir sebep bulup 'silik' edersiniz...
tüyü de üstüne dikersiniz.
Yurtdışı tatilinde sevgili ile markete gidilir. Alış veriş yapılıp kasalara doğru ilerlenir. Kasa sırasında beklerken fark ettik ki; Adamlarda naylon poşet yok, sadece geri dönüşümlü ketenden poşetleri var onları da küçük bir ücret karşılığında satıyorlar.
Alışverişten sonra sevgilim sorar;
- E bunlar da naylon poşet yok ise, çöplerini nasıl atıyorlar...
Seviyorum ben bu Türk kafasını, seviyorum ben bu kızı.
Alışverişten sonra sevgilim sorar;
- E bunlar da naylon poşet yok ise, çöplerini nasıl atıyorlar...
Seviyorum ben bu Türk kafasını, seviyorum ben bu kızı.
Bugün fark ettim ki; 'türk' kelimesinin baş harfini küçük yazınca altını çiziyor... ilk önce 'ne var laaan..!! dedim... Paşa paşa büyük harf ile yazdırdı bana... Sonra da 'aferin lan' dedim...
Kendimden de utandım o ayrı.
Kendimden de utandım o ayrı.
Yurtdışı tatilinde sevgili ile markete gidilir. Alış veriş yapılıp kasalara doğru ilerlenir. Kasa sırasında beklerken fark ettik ki; Adamlarda naylon poşet yok, sadece geri dönüşümlü ketenden poşetleri var onları da küçük bir ücret karşılığında satıyorlar.
Alışverişten sonra sevgilim sorar;
- E bunlar da naylon poşet yok ise, çöplerini nasıl atıyorlar...
Seviyorum ben bu Türk kafasını, seviyorum ben bu kızı.
Alışverişten sonra sevgilim sorar;
- E bunlar da naylon poşet yok ise, çöplerini nasıl atıyorlar...
Seviyorum ben bu Türk kafasını, seviyorum ben bu kızı.
Bilmem hatırlar mısın?
Çok küçük yaşlardayken ben, seni uyarmıştı arkadaşların; ' senin belanı bu çocuk tüttürecek diye'
Tekmelenen bir wc kapısında takılı kaldı sevgi ile saygı arasındaki incecik yapraklar... içeride nasıl huzursuzdum bilir misin?... Hatırlar mısın?
ya saçımı traş ederken burnum akıyor diye attığın fırçayı o bağırmaları... yanında ki dayıma haklı olduğunu gösterme çabalarını hatırlamadın mı?
Ben sigara içebilecek kadar büyümüşken okulun ortasında yanağıma ve de futbol hayatıma attığın o tokadı, pardon şamarı... o acıyı...?
ilk kez sigara ile yakalandığımda sana, beni evden kovduğunu... ben gitmeyince senin evi terk ettiğini, üstüne şehri terk etmek zorunda kaldığımı...
Odtü'den profesör diye, dersimize girip herkesin içinde attığın fırçayla beni yerin dibine soktuğunu...
Gözümün içine baka baka yalan konuşup, sırf evladınım diye insan yerine koymadığın anları...
Daha öğrenciyken ben, senden para almanın ne kadar zor olabileceğini o zamanlarda acıtarak anlattığını...
Hayatta hepsini geçmişken bugün, okul yıllarında beni kıyasladığın çocuklarla artık kıyaslayamadığını...
Bana kızdığında anneme, anneme kızdığında hepimize kan kusturduğunu...
Bu dünyanın en cahilce ve de acizce suçlamasını hiç de hak etmeyen birine yaptığını...
Senin karşında hiç bir fikrimize değer vermediğini... hatta sormadığını...
Abime yaptıklarından sonra hiç de utanmadan 'ben hiç bir şey yapmadım' açıklamalarını, yalanlarını...
Yediğim herhangi bir boku hiç vakit kaybetmeden herkese anlattığını...
ticaret hayatına yeni başlamışken, küçük hatalar yapmama izin vermediğini... Haliyle bugün bile radikal kararlar alamadığımı...
özel hayat konusunda bana hiç bir şekilde bir gramlık bile saygı göstermediğin ergenlik dönemlerimi...
söylesene baba hatırlar mısın... ben söyleyeyim senin yerine... sen benim yaptıklarımı tekrar etmekten... onları defalarca kez anlatmaktan vakit bulup da bunları hatırlamazsın...
Dedemin cenazesine gittiğinde onunla küs olduğunuzu... bir hiç uğruna 100 yaşındaki adamı sana dargın şekilde defnettiğinizi...
Hatırlamazsın dimi...
ben hatırlarım senin de yerine... ama korkma sana hatırlatmam bir kez daha... çünkü sen haklı çıkarsın... çünkü sen en son sözü değil, en çok sözü söylersin...
Kaç kez aylarca küs kaldık seninle... gençliğimin yarısı sana kırgın ya da dargın geçti... Korktuğumdan değil... Anlamadığımdan kaçtım hep senden...
Bugün de aynıyım... Kaçıyorum senden...
Sen bunları hatırlamayacaksın yine bugün... Belki içinden geçireceksin haftaya 'babalar gününde bile aramadı' diye...
Evet aramadım... aramayacağım da...
Yukarıda yazan sebeplerden dolayı değil ama... ben onları her daim hatırlasam da sen görmezsin benim hatırladığımı... göstermem sana..
Göstermem çünkü; görmen gereken ve de hala göremediğin son bir şey daha var aklımda, yarınlarımda...
Seninle son konuşmamızda kurduğun tek bir cümle... unutmadım... unutmayacağım...
ve sana da unutmayacağımı sessizlik ve hissizlik ile anlatacağım...
her zaman evlatlar hata yapmaz... bazen babalar da özür diler... Gurursuz olduğundan değil... Baba olduğundan be...!!!! Baba olduğundan...
Sen özür dilemeden, benden sana bu dünyada evlat olmaz.
Bir kalem daha aldım elime... Bu sefer hikayemde sen yoksun baba...
Çok küçük yaşlardayken ben, seni uyarmıştı arkadaşların; ' senin belanı bu çocuk tüttürecek diye'
Tekmelenen bir wc kapısında takılı kaldı sevgi ile saygı arasındaki incecik yapraklar... içeride nasıl huzursuzdum bilir misin?... Hatırlar mısın?
ya saçımı traş ederken burnum akıyor diye attığın fırçayı o bağırmaları... yanında ki dayıma haklı olduğunu gösterme çabalarını hatırlamadın mı?
Ben sigara içebilecek kadar büyümüşken okulun ortasında yanağıma ve de futbol hayatıma attığın o tokadı, pardon şamarı... o acıyı...?
ilk kez sigara ile yakalandığımda sana, beni evden kovduğunu... ben gitmeyince senin evi terk ettiğini, üstüne şehri terk etmek zorunda kaldığımı...
Odtü'den profesör diye, dersimize girip herkesin içinde attığın fırçayla beni yerin dibine soktuğunu...
Gözümün içine baka baka yalan konuşup, sırf evladınım diye insan yerine koymadığın anları...
Daha öğrenciyken ben, senden para almanın ne kadar zor olabileceğini o zamanlarda acıtarak anlattığını...
Hayatta hepsini geçmişken bugün, okul yıllarında beni kıyasladığın çocuklarla artık kıyaslayamadığını...
Bana kızdığında anneme, anneme kızdığında hepimize kan kusturduğunu...
Bu dünyanın en cahilce ve de acizce suçlamasını hiç de hak etmeyen birine yaptığını...
Senin karşında hiç bir fikrimize değer vermediğini... hatta sormadığını...
Abime yaptıklarından sonra hiç de utanmadan 'ben hiç bir şey yapmadım' açıklamalarını, yalanlarını...
Yediğim herhangi bir boku hiç vakit kaybetmeden herkese anlattığını...
ticaret hayatına yeni başlamışken, küçük hatalar yapmama izin vermediğini... Haliyle bugün bile radikal kararlar alamadığımı...
özel hayat konusunda bana hiç bir şekilde bir gramlık bile saygı göstermediğin ergenlik dönemlerimi...
söylesene baba hatırlar mısın... ben söyleyeyim senin yerine... sen benim yaptıklarımı tekrar etmekten... onları defalarca kez anlatmaktan vakit bulup da bunları hatırlamazsın...
Dedemin cenazesine gittiğinde onunla küs olduğunuzu... bir hiç uğruna 100 yaşındaki adamı sana dargın şekilde defnettiğinizi...
Hatırlamazsın dimi...
ben hatırlarım senin de yerine... ama korkma sana hatırlatmam bir kez daha... çünkü sen haklı çıkarsın... çünkü sen en son sözü değil, en çok sözü söylersin...
Kaç kez aylarca küs kaldık seninle... gençliğimin yarısı sana kırgın ya da dargın geçti... Korktuğumdan değil... Anlamadığımdan kaçtım hep senden...
Bugün de aynıyım... Kaçıyorum senden...
Sen bunları hatırlamayacaksın yine bugün... Belki içinden geçireceksin haftaya 'babalar gününde bile aramadı' diye...
Evet aramadım... aramayacağım da...
Yukarıda yazan sebeplerden dolayı değil ama... ben onları her daim hatırlasam da sen görmezsin benim hatırladığımı... göstermem sana..
Göstermem çünkü; görmen gereken ve de hala göremediğin son bir şey daha var aklımda, yarınlarımda...
Seninle son konuşmamızda kurduğun tek bir cümle... unutmadım... unutmayacağım...
ve sana da unutmayacağımı sessizlik ve hissizlik ile anlatacağım...
her zaman evlatlar hata yapmaz... bazen babalar da özür diler... Gurursuz olduğundan değil... Baba olduğundan be...!!!! Baba olduğundan...
Sen özür dilemeden, benden sana bu dünyada evlat olmaz.
Bir kalem daha aldım elime... Bu sefer hikayemde sen yoksun baba...
emekli olduğumda spartacus te kaç adet meme gösterildiğini, ha bir de kurtlar vadisinde kaç adet insan öldürüldüğünü oturup izleyip sayacam, ant içtim.
Emekli olduğumda; ilk iş olarak spartaküste kaç adet meme gösterildiğini bir de kurtlar vadisinde kaç kişi öldürüldüğünü oturup sayacam.
Demet akalın belanı versin denilecek sıçma şeysi.
Ruhu temiz, bedeni temiz, ağzı orospu olduktan sonra hiç bir bok olmaz efenim.
Sevmeyepilursun ama yiyecesun... Hade bakayiim.
Zorla yedirilir. Üstüne kara lahana çorbası içirilir.